4 Ocak 2019 Cuma

Türkiye Verileri


Öncelikle tüm iş dünyamıza ve makalemi okuyanlara 2019 yılında sağlıklı, mutlu ve başarılı günler diliyorum.

Bir iki gün içerisinde ekonomimizin 2019’da nasıl olabileceğine dair bir makale yayınlayacağım. Ama bu makale öncesinde Türkiye’ye dair son 10 yılın verilerine hep birlikte bakmamızda fayda var.  

Açıkçası tanıdığım pek çok kişi, takip ettiğim pek çok uzman ve ekonomi alanında faaliyet gösteren çeşitli kurum ve kuruluşlar 2019 yılı için kötümser düşünüyorlar. Ben 2019’un söylendiği gibi çok kötü geçmeyeceğini hatta 2018’den bile daha iyi bir yıl olabileceğini düşünüyorum.

Türkiye’nin son 10 yılda nereden nereye geldiğini görmeden 2019’da neler yapabileceğini doğru kestiremeyeceğimiz gerçeğinden yola çıkarak bu makaleyi hazırladım. İyi okumalar.

Nüfusumuz

Nüfusumuz 2018 sonu itibariyle 82 milyona yaklaştı. 2018 yılına 80.8 milyon kişilik bir nüfusla girmiştik. 2019’a ise büyük bir ihtimalle 81,8 milyon kişilik bir nüfusla girdik. Yani nüfusumunuz 2018 yılında yaklaşık 1 milyon kişi arttı. 2018 yılında yaklaşık 1,4 milyon bebek aramıza katıldı. Buna mukabil yaklaşık 400 bin vatandaşımızı çeşitli sebeplerle kaybettik. 

Nüfus artış hızımınız her geçen yıl düşüyor. Birinci sebebi; eğitim düzeyi yüksek (yeni nesil) çiftlerin bakabileceği kadar (1 veya 2) çocuk sahibi olmak istemeleri. Yine de yer yıl nüfusumuza yaklaşık 1 milyon kişi eklemeye bir 50 yıl daha devam edeceğimizi söyleyebilirim. Sonrasında ise nüfusumuz artmayacak azalacak.

Öyle gözüküyor ki 100 milyon nüfusa 2035 yılı sonunda ulaşacağız.

Yıl
Nüfus
Artış
Artış
2013
       76.667.864  


2014
       77.695.904  
         1.028.040  
1,34%
2015
       78.741.053  
         1.045.149  
1,35%
2016
       79.814.871  
         1.073.818  
1,36%
2017
       80.810.525  
             995.654  
1,25%
2018
       81.862.500  
         1.051.975  
1,30%
2019
       82.919.983  
         1.057.483  
1,29%
2020
       83.982.835  
         1.062.852  
1,28%
2021
       85.050.911  
         1.068.077  
1,27%
2022
       86.124.066  
         1.073.155  
1,26%
2023
       87.202.150  
         1.078.084  
1,25%
2024
       88.285.009  
         1.082.859  
1,24%
2025
       89.372.485  
         1.087.477  
1,23%
2026
       90.464.420  
         1.091.935  
1,22%
2027
       91.560.650  
         1.096.229  
1,21%
2028
       92.661.007  
         1.100.357  
1,20%
2029
       93.765.322  
         1.104.315  
1,19%
2030
       94.873.422  
         1.108.100  
1,18%
2031
       95.985.129  
         1.111.707  
1,17%
2032
       97.100.265  
         1.115.136  
1,16%
2033
       98.218.646  
         1.118.381  
1,15%
2034
       99.340.086  
         1.121.441  
1,14%
2035
     100.464.397  
         1.124.311  
1,13%
2036
     101.591.387  
         1.126.989  
1,12%
2037
     102.720.859  
         1.129.472  
1,11%
2038
     103.852.617  
         1.131.758  
1,10%

82 milyonluk nüfusumuzun yaklaşık %39’u 25 yaşın altında, yaklaşık %52’si orta yaş grubunda, yaklaşık %9’u de emekli yaş grubunda. 20 yıl sonra ise bu rakamlar sırasıyla %32, %48 ve %20 olacak. 

2018 sonu
2038 sonu
Yaş Grubu
Grup Adı
Nüfus
Oran
Nüfus
Oran
Nüfus
Oran
 Nüfus
Oran
0 - 4
Bebek
       6.549.000  
8,0%
     32.253.825  
39,4%
         7.269.683  
7,0%
       33.752.100  
32,5%
5 -14
Çocuk
     12.606.825  
15,4%
       13.500.840  
13,0%
15 - 24
Genç
     13.098.000  
16,0%
       12.981.577  
12,5%
25 -34
Yetişkin
     12.524.963  
15,3%
     42.159.188  
51,5%
       12.462.314  
12,0%
       49.849.256  
48,0%
35 -44
Orta Yaş
     12.443.100  
15,2%
       12.981.577  
12,5%
45 -64
Olgun Yaş
     17.191.125  
21,0%
       24.405.365  
23,5%
65 -79
Yaşlı
       5.648.513  
6,9%
       7.449.488  
9,1%
       15.058.629  
14,5%
       20.251.260  
19,5%
80 +
İhtiyar
       1.800.975  
2,2%
         5.192.631  
5,0%
     81.862.500  
100,0%
     81.862.500  
100,0%
     103.852.617  
100,0%
     103.852.617  
100,0%

2018’de Türkiye nüfusunun yaş ortalaması 31 idi, ama 2038 yılında yaş ortalamamız 40’a çıkacak.

Nüfusumuzun büyük çoğunluğu (%30) Marmara Bölgesi’nde. Bu bölgeden 15,5 milyon nüfusa sahip İstanbul’u çıkarırsak Marmara’nın nüfusu yaklaşık 9,5 milyon. Ege ve Akdeniz bölgelerimizin ikisi de yaklaşık 10,5 milyon nüfusa sahip. Bundan 40 yıl önce en az nüfusa sahip bölgemiz olan Güneydoğu Anadolu bölgesi 9 milyon nüfusu ile Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerini geçmiş durumda.  

İstanbul
Marmara
İç Anadolu
Ege
Akdeniz
Karadeniz
Doğu Anadolu
Güneydoğu
İstanbul
Edirne
Ankara
İzmir
Antalya
Samsun
Erzurum
Diyarbakır

Kırklareli
Aksaray
Manisa
Adana
Düzce
Ağrı
Adıyaman

Tekirdağ
Çankırı
Aydın
Osmaniye
Bolu
Ardahan
Batman

Kocaeli
Eskişehir
Denizli
Burdur
Rize
Bingöl
Gaziantep

Yalova
Karaman
Kütahya
Hatay
Trabzon
Bitlis
Kilis

Sakarya
Kırıkkale
Afyonk.
Isparta
Artvin
Elazığ
Mardin

Bilecik
Kırşehir
Uşak
Mersin
Sinop
Erzincan
Siirt

Bursa
Konya
Muğla
K.maraş
Tokat
Hakkari
Şanlıurfa

Balıkesir
Nevşehir


Çorum
Iğdır
Şırnak

Çanakkale
Niğde


Amasya
Kars



Sivas


Kastamonu
Malatya



Yozgat


Bayburt
Muş



Kayseri


Giresun
Tunceli






Gümüşhane
Van






Ordu







Karabük







Bartın







Zonguldak


  15.553.875  
  9.414.188  
  13.098.000  
  10.642.125  
  10.642.125  
  7.776.938  
      5.730.375  
  9.004.875  
19,0%
11,5%
16,0%
13,0%
13,0%
9,5%
7,0%
11,0%

Ülkemizdeki hanelerin sayısı 24 milyona ulaştı. (Hane; muhtarlığa, içinde ikamet yapıldığına dair kaydı bulunan ev). Tek başına yaşayanların sayısı da hızla artıyor. 3,8 milyona yaklaşan yalnız yaşayanlar genelde üniversiteliler, iş hayatına yeni atılmış gençler ve tek başına yaşayan yaşlılardan oluşuyor. Tek çocuklu ailelerin sayısı da artmakta.

2019'a Girerken
Hanedeki
birey
sayısı
Hane
Sayısı
Hane
Oranı
Nüfus
Nüfus
Oranı
1
3.765.675
15,7%
3.765.675
4,6%
2
1.391.663
5,8%
2.783.325
3,4%
3
5.730.375
23,9%
17.191.125
21,0%
4
6.139.688
25,6%
24.558.750
30,0%
5
3.110.775
13,0%
15.553.875
19,0%
6
2.319.438
9,7%
13.916.625
17,0%
7 +
511.641
2,1%
4.093.125
5,0%

24.000.000
95,7%
81.862.500
100,0%

Kalabalık ailelerin (hanelerin) sayısı her geçen yıl azalıyor. Buna mukabil olarak hanelerin tüketim çeşitliliği de artıyor.

Uluslararası normlara göre 15 yaş üstü nüfus çalışabilir nüfustur. Nüfusumuzun yaklaşık %75’i 15 yaş üstüdür. Eğitim, emeklilik, ev hanımlığı ve tembellik gibi nedenlerden dolayı çalışabilir nüfusun yaklaşık %47’si çalışmamaktadır. Bir başka deyişle çalışabilir nüfusun yaklaşık %53’ü işgücümüzdür. İşgücümüzün yaklaşık %89’unu istihdam edebiliyor, yaklaşık %11’ine (bu işsizlik oranıdır) ise iş veremiyoruz. 

Yıl
Nüfus
Çalışabilir
(15 Yaş +)
Nüfus
Nüfusa
Oranı
İşgücüne
Dahil
Olmayanlar
İşgücü
Çalışabilir
Nüfusa
Oranı
Çalışanlar
(İstihdam)
İşgücüne
Oranı
İşsizler
İşsizlik
(İşgücüne
Oranı)
2018
     81.862.500  
     61.500.000  
75,1%
     29.000.000  
     32.500.000  
52,8%
     29.000.000  
89,2%
     3.500.000  
10,77%
2017
     80.810.525  
     60.295.000  
74,6%
     28.716.000  
     31.579.000  
52,4%
     28.288.000  
89,6%
     3.291.000  
10,42%
2016
     79.814.871  
     59.146.000  
74,1%
     28.606.000  
     30.540.000  
51,6%
     26.669.000  
87,3%
     3.871.000  
12,68%
2015
     78.741.053  
     57.891.000  
73,5%
     28.239.000  
     29.652.000  
51,2%
     26.448.000  
89,2%
     3.204.000  
10,81%
2014
     77.695.904  
     57.021.000  
73,4%
     28.234.000  
     28.787.000  
50,5%
     25.642.000  
89,1%
     3.145.000  
10,93%
2013
     76.667.864  
     55.608.000  
72,5%
     28.561.000  
     27.047.000  
48,6%
     24.601.000  
91,0%
     2.446.000  
9,04%
2012
     75.627.384  
     54.724.000  
72,4%
     28.583.000  
     26.141.000  
47,8%
     23.937.000  
91,6%
     2.204.000  
8,43%
2011
     74.724.269  
     53.593.000  
71,7%
     27.999.000  
     25.594.000  
47,8%
     23.266.000  
90,9%
     2.328.000  
9,10%
2010
     73.722.988  
     52.541.000  
71,3%
     27.947.000  
     24.594.000  
46,8%
     21.858.000  
88,9%
     2.736.000  
11,12%
2009
     72.561.312  
     51.686.000  
71,2%
     27.976.000  
     23.710.000  
45,9%
     20.615.000  
86,9%
     3.095.000  
13,05%
2008
     71.517.100  
     50.772.000  
71,0%
     27.873.000  
     22.899.000  
45,1%
     20.604.000  
90,0%
     2.295.000  
10,02%

Not: Kırmızı renkle belirtilen rakamlar tahmindir.

Tablodan da anlaşılacağı gibi çalışabilir nüfusumuz her yıl artmaktadır. İşgücü piyasasına katılan genç insanlarımıza iş bulmak için ekonomimizin büyümesi, yeni girişimlerin artması gerekiyor.

Türkiye'de 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında, açık öğretim öğrencileri dahil, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda 17 milyon 749 bin 876 öğrenci eğitim alıyor. Yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören 7 milyon 560 bin öğrenci ile Türkiye'de toplam 25 milyon 309 bin 876 öğrenci bulunuyor. Buna ek olarak Türkiye’de yaklaşık 10 milyon üniversite mezunu insan kaynağı var.

Nüfusumuzun yıllar içindeki seyrine ve niteliğine bakınca Türkiye’nin gelecek potansiyeli oldukça iyi görünüyor. Yeter ki politikacılarımız bu potansiyeli çarçur etmesin.

Ekonomimiz

2018 yılının ilk 2 çeyreğinde iyi bir büyüme ivmesi yakalayan Türkiye, Haziran seçimleri ve sonrasındaki döviz kuru artışları sebebiyle ekonomik bir kriz yaşadı ve büyümesi yavaşladı. Buna rağmen 2018 yılında %3,5’luk bir büyüme bekleniyor. Yalnız TL’nin döviz karşısında aşırı değer kaybetmesi yüzünden kişi başı gelir bin doların üzerinde düşecek ve tahminime göre 9200 $ seviyesinde olacak.

Yıl
Büyüme
GSMH
(Milyon $)
Kişi Başı
Gelir ($)
GSYH
(Milyon TL)
İhracat
(Milyon $)
İthalat
(Milyon $)
Vergi
Gelirleri
( bin TL)
Vergi
Gelirleri
(bin $)
Turist
Sayısı
Turizm
Geliri
(Bin $)
2018
3,50%
     753.135  
        9.200  
     3.550.000  
     170.000  
     235.000  
     580.000.000  
     120.456.906  
     37.000.000  
     31.000.000  
2017
7,40%
     851.126  
     10.532  
     3.104.907  
     157.094  
     234.156  
     536.000.000  
     146.929.825  
     32.410.034  
     26.283.656  
2016
2,90%
     863.464  
     10.818  
     2.590.517  
     142.532  
     198.576  
     529.607.901  
     175.308.805  
     25.352.213  
     22.107.440  
2015
4,00%
     859.797  
     10.919  
     1.953.561  
     143.921  
     207.203  
     464.886.790  
     170.914.261  
     36.244.632  
     31.464.777  
2014
2,90%
     934.399  
     12.026  
     1.748.200  
     157.715  
     242.223  
     401.683.956  
     183.584.989  
     36.837.900  
     34.305.904  
2013
4,20%
     951.980  
     12.417  
     1.567.300  
     151.802  
     251.661  
     367.517.727  
     193.328.631  
     34.910.098  
     32.310.424  
2012
2,20%
     875.445  
     11.576  
     1.416.800  
     152.461  
     236.545  
     317.218.619  
     176.920.591  
     31.782.832  
     29.351.446  
2011
8,80%
     835.016  
     11.175  
     1.297.700  
     134.906  
     240.841  
     284.490.017  
     170.353.304  
     31.456.076  
     28.115.694  
2010
9,20%
     773.343  
     10.490  
     1.105.100  
     113.883  
     185.544  
     235.714.637  
     157.143.091  
     28.632.204  
     24.930.996  
2009
-4,80%
     645.890  
        8.901  
         954.000  
     102.142  
     140.928  
     196.313.308  
     126.899.359  
     27.077.000  
     25.064.581  
2008
0,70%
     769.360  
     10.758  
         950.500  
     132.027  
     201.963  
     189.980.827  
     146.930.261  
     26.337.000  
     25.415.067  

Not: Kırmızı renkle belirtilen rakamlar tahmindir.

2018 yılındaki ihracatımız 2017 senesine göre artarken ithalatımız neredeyse aynı seviyede kalacak. Böylece dış ticaret açığımız 2017 senesine göre azalmış olacak.

Vergi gelirlerimiz TL bazında artarken Dolar bazında her geçen yıl azalmaktadır.

Enflasyon 2018 senesinde 2017 enflasyonunun neredeyse 2 katına çıkmıştır.

Yıl
Enflasyon
Dolar
Değişim
Euro
Değişim
Ons Altın
($)
Değişim
Çeyrek
Altın (TL)
Değişim
Borsa Kapanış
(BİST 100)
Değişim
Asgari
Ücret (TL)
Asgari
Ücret ($)
2018
20,30%
     4,82  
32,0%
     5,66  
37,5%
     1.260  
0,5%
     355,11  
36,7%
        91.270,48  
-20,9%
      1.603  
         333  
2017
11,92%
     3,65  
20,8%
     4,12  
23,3%
     1.254  
0,3%
     259,81  
21,5%
     115.333,01  
47,6%
      1.404  
         385  
2016
8,53%
     3,02  
11,1%
     3,34  
10,7%
     1.250  
7,8%
     213,80  
31,3%
        78.138,66  
8,9%
      1.301  
         431  
2015
8,81%
     2,72  
24,3%
     3,02  
3,9%
     1.160  
-8,4%
     162,86  
-0,9%
        71.726,99  
-16,3%
      1.001  
         368  
2014
8,17%
     2,19  
15,1%
     2,91  
15,0%
     1.266  
-10,3%
     164,40  
2,7%
        85.721,13  
26,4%
           891  
         407  
2013
7,40%
     1,90  
6,0%
     2,53  
9,6%
     1.411  
-15,5%
     160,08  
-1,8%
        67.801,73  
-13,3%
           804  
         423  
2012
6,16%
     1,79  
7,4%
     2,30  
-0,8%
     1.669  
6,2%
     163,00  
-2,7%
        78.208,44  
52,6%
           740  
         413  
2011
10,45%
     1,67  
11,3%
     2,32  
16,7%
     1.571  
28,2%
     167,50  
43,2%
        51.266,62  
-22,3%
           659  
         395  
2010
6,40%
     1,50  
-3,0%
     1,99  
-7,5%
     1.225  
26,0%
     117,00  
31,5%
        66.004,48  
24,9%
           599  
         399  
2009
6,53%
     1,55  
19,6%
     2,15  
13,3%
          972  
11,6%
        89,00  
22,8%
        52.825,02  
96,6%
           546  
         353  
2008
10,06%
     1,29  

     1,90  

          871  

        72,50  

        26.864,07  

           503  
         389  

Türkiye son 5 yıldır GSMH, GSYH, kişi başı gelir ve vergi gelirlerinde dolar bazında düşüş yaşıyor. 2013 yılında dünyanın en büyük 16. ekonomisiyken 2018 yılında 19.luğa geriledik.

Son 10 yılın ekonomik göstergelerini ikiye ayırmakta fayda var. İlk 5 yılda büyüyen bir ekonomi görürken, son 5 yılda büyümeyi beceremeyen, kırılgan bir ekonomi görüyoruz.

Tüketimimiz

Tüketimimizin azalmasına imkan yok. Çünkü nüfusumuz büyük ve genç. Bu genç nüfus sürekli talep yaratacaktır. Onlara doğru iş fırsatları sunabilirsek ekonomimizi daha da büyüteceklerdir.

Son 10 yıldır ortalama her yıl 500-600 bin çift evleniyor, 120-150 bin çift boşanıyor. Aşağı yukarı her yıl 2 ila 3 milyon insan da taşınıyor. Tüm bunlar ev eşyası harcamalarını ve hane tüketimlerini artırıyor.

2018 yılında hanelerimizin ortalama aylık tüketim harcaması yaklaşık 3.900 TL idi. Bu bütçenin nerelere harcandığını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

2018 Hanehalkı Harcamaları (Tahmini)
Pay
Gıda ve alkolsüz içecekler
19,7
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
4,5
Giyim ve ayakkabı
5,0
Konut ve kira
24,7
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
6,3
Sağlık
2,1
Ulaştırma
18,7
Haberleşme
3,4
Eğlence ve kültür
2,7
Eğitim hizmetleri
2,3
Lokanta ve oteller
6,2
Çeşitli mal ve hizmetler
4,4
Toplam
100,0

Tablodan da anlaşılacağı gibi kira, gıda ve ulaşıma hane bütçesinin %60’ı ayrılmaktadır. Dar gelirli hanelerde bu oran %90’a çıkabilmekte, varlıklı hanelerde bu oran %20’ye inebilmektedir. Son 10 yılın seyrine bakacak olursak hanelerimizin gezmeye ve dışarda tüketime her geçen yıl biraz daha fazla bütçe ayırdığını söyleyebiliriz. 

İş dünyası (özellikle reklamverenler) genelde kişileri değil haneleri hedeflerler. Hedef kitleleri elbette kişilerdir ama o kişiler de bir hanenin mensubudurlar. Bu yüzden hanelerin tüketim benzerliklerine göre sınıflandırılması iş dünyasının bir talebidir. Araştırma şirketlerinin, reklam ajanslarının ve reklamverenlerin itibar ettiği demografik ve psikografik sınıflandırma Sosyo Ekonomik Statü (SES) gruplarıdır. Hanedeki asıl gelir getiren kişi ile eşinin öncelikle mesleğine ve sonra da eğitimine bakılarak yapılan bu sınıflandırma 6 segmentlidir. Türkiye’deki hanelerin SES gruplarına göre sayıları ve nüfusu aşağıdaki gibidir. 

2019'a Girerken
SES
Hane
Oranı
Hane
Sayısı
Hane Nüfusu
Nüfus
Nüfus
Oranı
Hane
Sayısı
Hane
Oranı
Nüfus
Nüfus
Oranı

A
7,9%
1.900.000
    2,15  
4.085.000
5,0%
5.150.000
21%
12.535.000
15%

B
13,5%
3.250.000
    2,60  
8.450.000
10,3%

C1
22,1%
5.300.000
    3,35  
17.755.000
21,7%
11.700.000
49%
40.795.000
50%

C2
26,7%
6.400.000
    3,60  
23.040.000
28,1%

D
22,1%
5.300.000
    3,90  
20.670.000
25,2%
7.150.000
30%
28.532.500
35%

E
7,7%
1.850.000
    4,25  
7.862.500
9,6%


100%
24.000.000
    3,41  
81.862.500
100%
24.000.000
100%
81.862.500
100%


Tabloya bakarak halkımızın %15’inin varlıklı, %50’sini orta halli, %35’inin de dar gelirli olduğunu söyleyebiliriz. Aslında bu tablo hanelerimizin; %21’inin iyi mesleğe ve eğitime sahip çiftler tarafından kurulduğunu, %49’unın getirisi düşük mesleğe ve eğitime sahip çiftler tarafından kurulduğunu, %30’unın da mesleki açıdan vasıfsız ve eğitim açısından da ilkokul/ortaokul düzeyinde olan çiftler tarafından kurulduğunu söylemektedir. (Elbette bir evli bir çift zamanla meslek değiştirerek ve/veya akademik eğitim alarak SES grubunda farklı bir noktaya gelebilir)

Türkiye uzun zamandır inşaat sektörünü amiral gemi bellemiş durumda. Ekonomi politikaları inşaat sektörünün önünü açtıkça yeni konut arzı ve talebi dur durak bilmiyor. Yeni konutların ve ikinci el konutların el değiştirmesi beraberinde tüketimi de körüklüyor.

Yıl
Satılan
Konut
Sayısı
Satılan
Otomobil
Sayısı
Kayıtlı
Araç
Sayısı
Elektrik
Tüketimi
(milyon kWh)
2018
     1.450.000  
       480.000  
        21.750.000  
         302.000  
2017
     1.409.000  
       722.759  
        21.500.000  
         289.000  
2016
     1.341.000  
       756.938  
        21.100.000  
         277.200  
2015
     1.289.320  
       725.596  
        20.000.000  
         263.828  
2014
     1.165.381  
       587.331  
        18.800.000  
         255.490  
2013
     1.157.290  
       664.655  
        17.900.000  
         245.463  
2012
         701.621  
       556.280  
        17.000.000  
         242.369  
2011
         708.275  
       593.519  
        16.100.000  
         230.306  
2010
         607.098  
       509.784  
        15.100.000  
         209.389  
2009
         532.458  
       370.258  
        14.300.000  
         194.079  
2008
         427.106  
       305.998  
        13.800.000  
         198.058  
Not: Kırmızı renkle belirtilen rakamlar tahmindir.

Nüfus, ekonomi ve tüketim başlıkları altında size Türkiye’nin son 10 yılını özetlemeye çalıştım. Bu son 10 yıl bence Türkiye’nin büyük bir potansiyel biriktirdiğinin kanıtı. Enseyi karartmazsak ve iktidardaki politikacılarımız aklını başına alırsa 2019 ve sonrası çok daha iyi olabilir.

Kaynakça: Bu makaledeki tüm tablolar internet araştırması sayesinde ulaşılan verilerle, tarafımdan derlenmiştir. Başka yerde bulamazsınız :)

Not: 2019’da ekonomimizin nasıl olacağına dair yazımı birkaç gün içinde sizlerle paylaşacağım.


3 yorum:

  1. Ülkemizde firma sahiplerinin bu tür bilgileri gerçek anlamda araştırdıklarını sanmıyorum bu tür bilgilere sahip olmadıklarından da nereye atış yapmaları gerektiğini bilmeden kör atışı yapıp para kazanmaya çalışıyorlar herşey tesadüfi , işin acıklı tarafı pazarlama eğitimi veren ve alanlarında gümüşlerle yeteri kadar ilgisi yok işletme fakültelerinden mezun öğrencilerle konuşuyorum pazarlamanın p sin den satışın s sinden haberleri yok , piyasa da ajans im diyenler de yazılı ve görsel afiş, el ilanı ve reklam çalışması yapıyorlar, pazarlama ve satış alanındaki oyuncular gerçek görevlerinin ne olduğunun hatta ne olması gerektiğinin farkında bile değiller hele ticaretle uğraşanlar hiç farkında değiller ancak işler eskisi gibi değil aynı malı artık birçok kisi satiyor ve parasal gücü olanlar rekabet kurulu çalışmayan bir ülkede hızla güçlenerek küçük olanları oyun dışına itiyor kısacası
    Artık zaman hızla değişiyor bu değişen zaman da psikologların, sosyologların, iktisatçıların, matematikcilerin , fizik ve kimyacıların , istatikcilerin sizin uğraştığınız bu rakamlarla devamlı uğraşmaları ve bu emeklerini nakte dönüştürecek şekilde sunmaları gerektiğini düşünüyorum
    Hiç bir bedel talep etmeden yayınladığınız bu bilgiler için sizi kutlarım ülkemin zaten herşeyi çok bilen tüccarlarına akademisyenlerine de tekrar tekrar okumalarını tavsiye ederim
    Geçmişini bilmeyenin gelecegi tahmin edemeyeceğini kısacası hedefini ve nereye ateş etmesi gerektiğini bilemeyeceğini düşünüyorum
    Körebe oyunu oynamayı bırakmanın artık zamanı geldi yoksa artık yapamayacağımız bir oyuncu kalmayacak
    Böyle bir bilgi demetini bizlerin hizmetine sundugunuz için en ıçten sevgi ve minnettarlığımi kabuletmenizi temenni ediyorum sagolun var olun
    AYDIN DURMUŞ

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Övgüleriniz için teşekkürler Aydın Bey.
      Bence dünya markalarımızın olamamasının en temel sebebi; firmalarımızın yalap şalap iş yayapmaları, bakkal hesabından bir gömlek üstün hesap kitap tutmaları, araştırmdan işe koyulmaları, stratejiden ve planlamadan hiç anlamamaları ve sadece göz boyayan adamları yönetici ve danışman yapmalarıdır.

      Sil
  2. Tutacağımız bir oyuncu kalmayacak

    YanıtlaSil